top of page

Astım


Astım nedir?

Astım, akciğerlerdeki hava yollarının kronik (uzun süreli) ve çoğunlukla alerjik iltihabi hastalığıdır. Astımda görülen iltihabi reaksiyon mikrobik değildir. Astımlı hastaların şikayeti olmadığı dönemde dahi hava yollarında sessiz iltihabi reaksiyon devam etmektedir. Astım zaman zaman alevlenmeler ve hava yollarında daralma ve şişliğe neden olur. Belirtiler şiddetlendiğinde astım atağı olarak isimlendirilir. Astım sıklıkla çocukluk çağında başlar ancak her yaş grubunu etkiler.


Astımın nasıl gelişir, insanlar nasıl astım olur?

Astımın gelişmesine birçok etken katkıda bulunmaktadır. Bu etkenleri genetik faktörler ve çevresel faktörler olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür.

Genetik faktörler: Yapılan çalışmalarda astımlı bireylerde bazı genlerin veya genlerdeki değişimlerin sağlıklı bireylere göre daha sık olduğu gösterilmiştir. Astım çocukluk çağında erkeklerde, erişkin dönemde ise kadınlarda daha sıktır. Ayrıca anne ve baba gibi birinci derece yakınlarında alerjik hastalık (astım, alerjik rinit gibi) olan kişilerde astım daha sık görülmektedir.

Çevresel faktörler: Astım gelişimine katkıda bulunduğu düşünülen birçok çevresel faktör ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Astımın erken doğan bebeklerde (prematüre), düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ve sezeryanla doğan bebeklerde daha sık olduğu görülmüştür.

Sigara: Artık astım gelişiminde kesin rol oynadığı düşünülen en önemli faktör sigara maruziyeti ve çevresel kirleticilere bağlı hava kirliliğidir. Hamilelik sırasında sigara içen veya sigaraya maruz kalan annenin çocuklarında astım riski artmaktadır. Ayrıca doğumdan sonra sigaraya maruz kalan çocuklarda astım gelişme riski arttığı gibi akciğer enfeksiyonu (pnömoni, zatüre) riski de artmaktadır. Sigara erişkinler içinde astım riskini artıran en önemli faktörlerden birisidir. Sigara aynı zamanda astım tedavisini de zorlaştırmakta, daha fazla ilaç kullanımına neden olmakta ve astım atağını tetiklemektedir.

Obezite: Astım gelişiminde rol oynayan önemli faktörlerden birisi de obezitedir. Her yaştaki obezite astım için bir risktir ancak özellikle ilk bir yaşta gelişen obezite çocuklarda astım gelişim riskini artırmaktadır. Dolayısıyla sadece ileri yaşlardaki değil bebeklik dönemindeki obezite de önlenmelidir.


Hijyen hipotezi: Astım gelişiminde rol oynadığı düşünülen faktörlerden birisi de çocuğun büyüdüğü yaşam koşulları ve hijyenik durumdur. Bu durum “Hijyen hipotezi” ile açıklanmaktadır. Bu hipoteze göre yaşamın özellikle ilk bir yılında bakterilere ait toksinlere daha sık maruz kalınmasının bağışıklık sisteminin alerji yönüne kaymasını engelleyeceği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda kırsal kesimde büyüyen (köy ortamı) çocuklarda, evde kendinden büyük kardeş sayısı fazla olan çocuklarda ve kreşe giden çocuklarda alerjik hastalıkların daha az olduğu görülmüştür.


Astım gelişmesini önlemek mümkün mü?

Astım gelişiminde rol oynayan birçok faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları kontrol edebildiğimiz bazıları ise kontrol edemediğimiz faktörlerdir. Genetik faktörleri şimdilik kontrol etmemiz mümkün değildir. Ancak çeşitli çevresel faktörleri kontrol altına alarak astım gelişim riskini azaltabiliriz. Bunlardan en önemli sigaradır. Sigara içmeyerek ve ailemizin sigara dumanına maruz kalmasına izin vermeyerek astım gelişim riskini azaltabiliriz. Ayrıca hava kirliliğini önleyerek, çevre dostu yakıtlar kullanarak astım riski azaltılabilir. Obezite, hipertansiyon, kalp hastalığı ve şeker hastalığı gibi birçok hastalık yanında astıma da neden olmaktadır. Bu bakımdan dengeli ve sağlıklı beslenme ve düzenli spor yapmak obeziteyi engellerken aynı zamanda bu hastalıkların gelişimini de önleyecektir.

Sezeryanla doğum ve erken doğum astım gelişiminde rol oynayan diğer faktörlerdir. Tıbbi gereklilik olmadıkça normal yolla doğumun tercih edilmesi ve mümkün olduğunca erken doğumların önlenmesi çocuğumuzda astım gelişim riskini azaltacaktır.


Astımın belirtileri nelerdir?

Astım belirtileri bireyler arasında farklılık gösterebilir. Aynı zamanda astımlı bireyde de astım belirtilerinde zaman zaman azalma ve alevlenmeler görülür. Astım solunum yollarını etkilediği için belirtiler temel olarak solunum yollarına aittir. Astımda görülen belirtiler aşağıda yer almaktadır.


Hışıltı (hırıltı): hava yollarındaki daralmaya bağlı görülür. Nefes verirken ortaya çıkar

Öksürük: Özellikle gece geç saatte ve sabaha karşı ortaya çıkan öksürük görülür.

Nefes darlığı

Göğüste sıkışma hissi

Çocuğumda astım olabilir mi?

Çocuğunuzda özellikle koştuğunda, güldüğünde ya da ağladığında öksürük, hırıltı ve/veya nefes darlığı ortaya çıkıyorsa, bunlar astımın belirtisi olabilir. Astım belirtileri çeşitli tetikleyiciler ile ortaya çıkar. Enfeksiyonlar, sigara, egzersiz, keskin kokular, alerjenler, çevre kirliliği ve soğuk hava en önemli tetikleyicilerdir. Yukarıda belirttiğimiz astım belirtileri bu tetikleyiciler ile ortaya çıkıyor ise bir alerji immünoloji uzmanına başvurmanız gerekmektedir.


Astım tanısı nasıl konulur?

Astım tanısı çoğu vakada iyi alınmış bir klinik öykü ve belirtilerin özellikleri dikkate alınarak konulabilmektedir. Öksürüğün özellikle gece geç saatte ve sabaha karşı olması, astım belirtilerinin egzersiz, enfeksiyon ve sigara gibi tetikleyicilere maruz kaldıktan sonra ortaya çıkması astım tanısını destekleyen önemli belirtilerdir. Astım belirtileri başka kronik akciğer hastalıklarında da (Kistik fibrozis, Primer Siliyer Diskinezi, Bronkopulmoner displazi, Bronşektazi gibi) görülebilir, ancak astımlı hastaların tamamen iyi olduğu dönemler bulunması diğer hastalıklardan en önemli ayırıcı özelliğidir.

Astım tanısında, hem tanı konmasında hem de hastanın takibinin yapılmasında faydalı olan bazı laboratuvar testlere de çoğu zaman gerek duyulmaktadır.


Astım tanısı için hangi testler yapılmaktadır?

Astımlı hastalarda mevcut akciğer fonksiyonlarını değerlendirmek, bronş aşırı hassasiyeti göstermek ve tetikleyicileri saptamak için aşağıdaki testler yapılmaktadır.


Solunum fonksiyon testi (SFT):

Astımlı hastalarda yapılan en önemli testlerden birisidir. SFT astım tanısının konulmasına yardımcı olmasının yanı sıra astım şiddetini belirlemede ve hastanın uzun süreli takibinde çok önemlidir.

SFT deneyimli bir kişi tarafından yaptırılmalıdır. İşlem sırasında kişiye derin bir nefes aldırılır ve hızla nefesini vermesi istenir. Bu esnada yapılan ölçümler astım tanı ve izleminde kullanılır.


Bronş Provokasyon testi (BPT):

Astım tanısı için rutin kullanılan bir yöntem olmamakla birlikte, astım düşündüren belirtileri olan ancak solunum fonksiyon testleri normal sınırlarda olup astım tanısını desteklemeyen hastalarda yapılır. BPT ile kişide hava yolu duyarlılığının olup olmadığı araştırılır. Astımlı hastalarda hava yolu duyarlılığı artmıştır (keskin koku, soğuk hava, egzersiz, enfeksiyon hava yollarında daralmaya neden olabilir). Deneyimli bir kişi tarafından uzman gözetiminde yapılmalıdır. Test metakolin veya histamin gibi ilaçlarla ya da egzersiz ile yapılır. Hangi yöntemin seçileceği doktorunuz tarafından belirlenecektir. İlaçlar belli aralıklarla ve artan dozla hastaya solutulur ve her doz sonrası SFT yapılarak hava yolu duyarlılığı olup olmadığına bakılır.


Deri prik testleri:

Deri prik testleri astım tanısı koymak için değil, astım tanısı alan hastada tetikleyicileri (alerjenler) belirlemek için yapılır. Hastanın yaşı, belirtileri ve yaşadığı çevrenin özelliklerine göre seçilen alerjenler ile yapılır. Test sonucu pozitif saptanan alerjenlerden sakınılması gerekir.


Astım tedavisi nasıl yapılır?

Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi astım tedavisinde de hastanın tedaviye uyumu, hasta hekim ilişkisi, hasta ve yakınlarının bilgi ve bilgilendirilme düzeyleri büyük önem arz etmektedir. Astım uzun süreli bir hastalıktır ve düzenli aralıklarla takip gerektirmektedir.

Hastanın ve yakınlarının astımın tedavisi ve takibi hakkında yeterince ve düzenli aralıklarla bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Astımlı birey astımın belirtilerini, tetikleyicileri ve bunlardan korunma yöntemlerini, atak semptomlarını, atak sırasında ne yapacağını iyi bilmelidir. İlaçları doktorunun önerdiği şekilde ve düzenli kullanması akciğer fonksiyonlarını koruyacak ve atak geçirme olasılığını önemli ölçüde azaltacaktır.

Astım takibinde hasta-hekim ilişkisi büyük önem arz etmektedir. Tedavinin başarılı bir şekilde sürdürülebilmesi için karşılıklı güven çok önemlidir.

Astımın tedavisinde çoğu zaman ilaç kullanımına gereksinim olmaktadır. Astım tedavisinde kurtarıcı ve koruyucu olmak üzere temelde iki grup ilaç kullanılır.

Kurtarıcı ilaçlar:

Kurtarıcı ilaçlar astım belirtileri ortaya çıktığında kullanılır ve belirtiler düzeldiğinde kesilir. Etkileri hızlı başlar. Hava yollarındaki kasları gevşeterek hava yollarının genişlemesini sağlarlar.

Salbutamol (kısa etkili β2 agonist): en sık kullanılan kurtarıcı ilaçtır. Astım atağı sırasında ve kısa süreli astım belirtileri olduğunda hasta tarafından kullanılır. Solunum yolu ile alınır. Etkisi hızlı bir şekilde başlar ve bronşları genişleterek hastanın soluk alıp-vermesini rahatlatır.

Rahatlatıcı (nefes açıcı) inhaler ilacınızın haftada 2 kereden fazla gerekmesi, astımınızın kontrol altında olmadığının bir işareti olabilir. Bu durumda doktorunuza başvurmalısınız.

Formeterol-Salmeterol (uzun etkili β2 agonist): Bu ilaçlar da salbutamol gibi hava yollarını genişletirler ancak etki süreleri salbutamolden daha uzundur. Tek başlarına uzun süreli kullanılmazlar ancak koruyucu ilaçlar ile kombine şekilde kullanılabilmektedirler.

İpratropiyum (antikolinerjik): bu ilaçların etkileri salbutamole göre daha azdır ve daha geç başlar. Bu nedenle ilk tercih ilaçlar değillerdir. Antikolinerjikler astım atağı sırasında β2 agonistlere yeterli yanıt alınamadığında tedaviye eklenirler.


Ancak unutulmamalıdır ki kurtarıcı ilaçların astımdaki iltihabı azaltıcı etkisi yoktur ve haya yollarını genişletici etkileri geçicidir. Bu nedenle mutlaka koruyucu ilaçları kullanmaya devam etmek gerekir.


Koruyucu ilaçlar:


Astımlı hastalarda belirti olmasa dahi hava yollarında iltihabi reaksiyon devam etmektedir. Bu nedenle uzun süreli koruyucu tedavi çok önemlidir. Astımda koruyucu ilaç tedavisi hastalığın şiddetine ve klinik izlemine göre düzenlenir. Hastanın klinik durumuna göre tedavi dozu azaltılabilir veya artırılabilir. Astım tedavisinde çoğunlukla, mikrobik olan iltihabı baskılayan anti-inflamatuar ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar hava yollarındaki şişme ve iltihaplanmayı kontrol altına alır, bronşların aşırı hassas olmalarını önler ve astım atağı riskini azaltır.

Kortikosteroidler (kortizon): Kortizonlar astım tedavisinde kullanılan en etkili ilaçlardır. Kortizonlar solunum yolları ile farklı yöntemlerle kullanılır. Hastalara doğru kullanım tekniği, yeterli zaman ayırarak ayrıntılı şekilde anlatılmalıdır. Kortizonlar çok düşük dozlarda kullanılırlar ve solunum yolları ile alındığı için doğrudan akciğere giderler. Bu nedenle doğru teknikle kullanıldıklarında önemli yan etkileri bulunmamaktadır.

Montelukast (Lökotrien reseptör antagonsiti): Montelukast astım tedavisinde kullanılan bir diğer anti-inflamatuar ilaçtır. Etkisi steroidlere nazaran biraz daha azdır. Ağız yolu ile güvenli bir şekilde kullanılabilir.


Formeterol-Salmeterol (uzun etkili β2 agonist): Bu ilaçlar tek başlarına uzun süreli kullanılmazlar ancak kortizonlar ile kombine şekilde kullanılabilmektedirler.

Anti-IgE: Yukarıdaki koruyucu ilaçlar ile genellikle astım kontrol altına alınabilmektedir. Ancak bazı zor astım vakalarında ek tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Yukarıda belirtilen tedavilere yanıt alınamayan vakalarda anti-IgE tedavisi ile iyi sonuçlar alınabilmektedir.


Astım ilaçlarını kullanırken nelere dikkat etmeliyim?

İlaçların nasıl kullanılacağı konusunda mutlaka doktorunuzdan yeterli bilgi alınız.

İlaçlarınızı önerilen şekilde düzenli olarak ve aksatmadan kullanınız.

Fıs fıs (sprey, püskürtme ilaçları) çalkalamadan kullanmayınız.

Fıs fıs (sprey, püskürtme) ilaçları maskesiz (hazne, aracı tüp) kullanmayınız.

Haznenin içine her seferde sadece bir fıs ilaç sıkın. Aynı anda birden faza fıs sıkmayınız.

Maskeyi 2-3 haftada bir ılık deterjanlı suyla çalkalayın ve kendi kendine kurumaya bırakınız.

Maskenin içini daha iyi yıkamak veya kurulamak için ovalamayınız.

Koruyucu ilaçlardan sonra çocuğunuz ağzını çalkalasın ve suyu dışarı tükürsün. Suyu yutmasın. Büyük çocuklar dişlerini fırçalayabilir.

Çevirmeli ilaçların içine üflemeyin.


Astım ilaçları bağımlılık yapar mı?

Astım tedavisinde kullanılan koruyucu ilaçları bağımlılık yapmaz. Aynı etkiyi elde etmek için ileride daha fazla ilaç almanıza gerek olmaz. Ancak kurtarıcı ilaçlar (salbutamol) çok sık ve çok uzun süre kullanılırsa giderek etkileri azalır. Bu nedenle doktorunuzun dediğinden fazla kullanmayın. Kesinlikle atak dışında her gün nefes açıcı kullanmayınız.

Eğer kurtarıcı ilaç ihtiyacınız artmış ise bu astımınızın kötüleştiği anlamına gelir ve kontrol edici ilaçlarınızın artırılması gerekebilir.


Astımı neler tetikler

Astım belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olan şeylere tetikleyici denir. Bazı tetikleyiciler hemen herkes için aynı iken (egzersiz, sigara, enfeksiyon gibi), alerjenler kişiden kişiye değişmektedir. Astım atağına neden olan tetikleyiciler aşağıda yer almaktadır.

Solunum yolu enfeksiyonları (soğuk algınlığı, grip, zatüre)

Sigara (tütün) dumanı

Egzersiz (spor yapmak, antrenman, koşmak)

Alerjenler (ev tozu akarı, polenler, mantarlar vs.)

Keskin kokular spreyler

Stres


Astımımın kötüleştiğini nasıl anlayabilirim?

Astımınız kötüleşiyorsa, aşağıdakilerin tümünü ya da bir kısmını fark edebilirsiniz:

Giderek daha fazla rahatlatıcı tedavi gerekmesi

Geceleri öksürük, hırıltı, nefes darlığı ya da göğüste daralma ile uyanma

Gün içerisinde artan öksürük, eforla veya istirahatte hırıltı, nefes darlığı

Normal faaliyet ya da egzersizlerinize devam edemeyeceğinizi düşünme

Yukarıdakilerden herhangi biri söz konusu olduğu takdirde, doktorunuza görünmelisiniz.


Astım atağından nasıl korunabilirim?

Astım atağından korunmak için aşağıdaki durumlar çok önemlidir:

Astım koruyucu tedavileri doktorunuzun önerdiği gibi düzenli olarak kullanılmalıdır.

Alerjiniz var ise alerjen korunma yöntemlerini uygulayınız.

Sigara kullanmayınız, çocuğunuzun sigaraya maruz kalmasını önleyiniz.

Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar astım ataklarını tetikleyen etkenlerin başında gelir. Kışın özellikle solunum yolları salgınlarının olduğu dönemlerde kapalı, kalabalık ortamlarda bulunmakta kaçınınız.

Gribi olan kişi ile yakın temas kurmayınız.

Mevsimsel grip aşısını yaptırınız.

Özellikle soğuk kuru havalarda egzersiz yapmaktan kaçınınız, gerekiyorsa egzersiz öncesi rahatlatıcı ilacınızı alınız.

Hava kirliliğinin, sisin yoğun olduğu havalarda dışarıya çıkmayınız.

Astım belirtileriniz ortaya çıktığında kurtarıcı ilacınızı kullanınız, belirgin düzelme olmazsa doktorunuz ile temasa geçiniz.

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page