Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), son derece önemli akademik, sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabilen ve olumsuz etkileri yaşam boyu sürebilen bir problemdir. Her 100 çocuktan 5 ila 9’unda görülmektedir. Yüzde 60-65 oranında yetişkinlikte de devam etmektedir. Yapılan çalışmalarda DEHB'nin çocukların ileriki yaşamlarında antisosyal davranışlara, madde kullanımına, akademik başarısızlıklara ve mesleki başarıda azalmaya neden olabileceği görülmektedir.
Sosyal açıdan baktığımızda, DEHB olan çocuklar çoğu zaman otorite figürüyle ilşki kurmakda güçlük çekmektedir. Bu çocuklar, akranlarıyla uygun ilişkiler kurmamaktadırlar. Bu bozukluk, yalnızca bu problemi yaşayan çocuk üzerinde değil, ailesi üzerinde de büyük bir etkiye sahiptir. DEHB olan çocuklar çoğu zaman itaatsiz itaatsiz, asi ve kurallara uymayan çocuklar olarak algılanmaktadırlar. Bunun nedeni, bu çocukların çoğunlukla dikkati sürdürmede güçlük çekmeleridir. Çoğu zaman konuşmanın veya talimatların önemli kısımlarını kaçırırlar bu nedenle itaatsizmiş gibi görünürler. Oysa sadece uyacakları talimatı anlayamamışlardır.
DEHB’si olan bir çocuk çoğu zaman kendisine adil davranılmadığını düşünür. Örneğin, sınıfta tüm çocuklar haylazlık ve yaramazlık yapmaktadır ve öğretmen sınıfta bir şey unuttuğunu fakeder ve aniden sınıfa geri döner. DEHB'li çocuk bunu birden fark edemez ve onun dışındaki tüm çocuklar hemen yerlerine otururlar. DEHB'li çocuk öğretmenin sınıfa girdiğini görmeyebilir ve gördüğünde de uygunsuz davranışı hemen kesemez. Sonuçta yalnızca DEHB'li çocuk öğretmen tarafından yakalanır ve suç üstüne kalır. DEHB çocukluk için akran ilişkileri de çok güç olabilmektedir. Akranları tarafından reddedilmek ya da yakın arkadaşlarının olmaması genel bir sorundur. Bu de çocukların çoğu zaman kendilerini yalnız hissetmelerine neden olmaktadır. Çocukların en ihtiyaçları olduğu dönemde sosyalleşme becerilerini edinememeleri anlamına gelmektedir.
Bu çocuklar, dikkat süresinin kısa olması, dikkatini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanma, eşya unutma/kaybetme, detayları gözden kaçırma, ilginin kolayca dağılması, görev ve sorumlulukları sürekli erteleme, yerinde duramama, oturması gereken durumda oturamama, çok konuşma, olaylara veya konuşmalara müdahale edip yarıda kesme, sorulan soru bitmeden cevabı yapıştırma, sıra beklemekte zorlanma gibi pek çok sorun yaşamaktadırlar.
Günümüzde tanıya yardımcı olacak herhangi bir laboratuvar testi (kan testleri, idrar testleri vs), beyin görüntüleme yöntemi (beyin tomografisi vs.) ya da psikolojik test yoktur. Hastalığın tanısı, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları alanında uzman hekim tarafından anne-babadan, öğretmenden, çocuğun kendisinden ve olabildiğince çok bilgi kaynağından bilgi elde edinilerek klinik olarak koyulur.
Bu bireyler genel olarak kimyasal ajanlarla tedavi edilmektedirler. Herhangi bir DEHB tedavisinin amacı çocuğun günlük aktivitelerini ve öğrenmesini engelleyen istenmeyen davranışları değiştirmektir. İşte bu noktada hipnoz hem çocuklarının dikkatini arttırma aşamasında hem de hiperaktif davranışlarının düzenlenmesi aşamasında ilaç tedavisine destek olan yan bir uygulamadır. Uygun davranış kalıplarına uymakta ve dikkatin daha uzun süreli korunmasını sağlamakta hipnoz güçlü bir alternatif metottur.
Comentarios