top of page
Yazarın fotoğrafıKlinik Psk. Erol Akdağ

Ergenlik Döneminin Tribal Enfeksiyonları


Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan bir gelişme ve olgunlaşmanın yer aldığı çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik insanoğlunun 2. Patlama dönemidir. Boy atmasıyla, cinsel hormonların vücuda pompalanmasıyla adeta motor takılmış gibidirler.


Çocuklar sadece büyürler, Ergenler ise; hem büyürler hem değişirler. Ergenlik; ikinci doğum olarak da adlandırılır.


Ergenleri daha iyi anlayabilmek, tanıyabilmek ve onlara yardımcı olabilmek için o dönemin özelliklerini bilmemiz lazım. Ergenlerin en büyük problemi, kendisinin kim olduğunu tanımamasıdır. Kimlik çatışması yaşamasıdır. Beden olarak kimdir? Ruh olarak kimdir? Ergen bunları tanımlamaya çalışırken o kadar zorlanır ve acı çeker ki etrafındaki kişiler de onu anlamaz ise eylem vurmalar başlar. (yeme bozukluğu, karşı gelme bozukluğu, öfke patlamaları, cinsel eyleme vurmalar, alkol, uyuşturucu v.s)


Ergen dışarıdan, (çevreden) ve içeriden gelen uyarıcılarla yeni bir değişime uğradığını fark eder. Ergenin bu dönemi sancılıdır. Bir insanın ruhunu alıp başka bir bedene, cesede koyduklarında ne hissederse ergen de aynı şeyleri hisseder. Aynaya bakar kendisini tanıyamaz. Kendisinin ruhsal tasarımı halen çocuktur. Çevresindeki insanlar kazık kadar boyun oldu, eşek kadar adam oldun, halen oyun oynuyorsun demeleri onu şaşırtır. Bu durum onun için çok acıdır. Kız çocuklarının göğüslerine kitap bastırıp okula gitmelerinin nedeni de budur aslında. Biz büyümedik, biz çocuğuz diyorlar aslında. Erkek çocuklarının sesleri kalınlaştığında utanma duygusu bununla ilişkilidir. Bir sabah kalkıyor delikanlı o ses ve beden sanki onun değil gibi algılar. Bunların yanında Cinsel arzular da duymaya başlar. Bunları bastırmak zordur. Makine buna hazırlıklı değildir. Bu hazır olmamanın yanında insanlar sizden roller beklerler, Kazık kadar adam oldun, kocaman kız oldun… Adam olma rolü beklerler. İşte burada bocalama ve çalkantılar başlar. Bu bir geçiş dönemidir. Ergen yeni gelişen beden tasarımını, ruhsal tasarımını zamanla içselleştirir.


Ergenler sürekli aynaya bakarlar. Neden bakarlar? Bedenlerine alışmaya çalışırlar. Bu benim yüzüm, bu benim sakalım, bu benim göğsüm, bu benim vücudum diyerek yeni bedenlerine alışmaya, adapte olmaya çalışırlar. Anne- babalar bu durumda, aynanın önünde kazık gibi dikilme diye kızarlar.


Ergenler amaç edinmeye çalışırlar. Bir gün gelir ben futbolcu olacağım der ertesi gün doktor olacağım der başka zaman müzisyen olmanın kendisine daha uygun olacağını söyler. Sürekli arayış içindedir. Bu normaldir. Ergenin herhangi bir şeyle ilgilenmesinin desteklenmesi gerekir. kesinlikle ilgilendiği şeyle ilgilenmeyin. Önemli olan bir şeyle ilgilenmiş olmasıdır. İlgilendiği şeyin içeriğiyle ilgilenmemek en iyisidir. Vay efendim doktorluk dururken sen neden garson olacağım diyorsuna girmeyin. Bu dönemin geçici olduğunu bilin. Amaç edinmelerinin desteklenmesi gerekir. amaçları ne olursa olsun bir müddet sonra zaten vazgeçecekler. Yeni bir role dönecekler. Her gün yeni bir rolle karşınıza çıkacaklar zaten. Neden olmasın diyerek ergenle mantıklı ve makul bir şekilde konuşmak en iyisidir. Rasyonaliteye çekmek ama amaç edinmenin önüne geçmemek en güzelidir. Amaç edindiği şey üzerine harekete geçiyor mu? Önemli olan konu amaca yönelip yönelmediğidir. Burada önemli olan şey , ergen zararlı ve kötü bir şey yapmıyorsa destekleyin, takibini mutlaka yapın. O merakının ve ilgisinin kalıcı olmadığını bilin.


Ergenler ayrışmak ve bireyleşmek isterler. (İsyan etme de diyebiliriz. ) Ne demek ayrışma ve bireyleşme? Diye soracak olursanız açayım biraz; Ergen bir şemsiyenin altında yaşar. O şemsiye aile şemsiyesidir. Anne- baba şemsiyesidir. Ergen içinden gelen bir dürtüyle o şemsiyenin dışına çıkmak ister. Fakat; o şemsiyeyi tutan el onu oradan çıkartmak istemez. Ayrılabilmesinin ilk şartı olarak o şemsiyeye isyan etmeyle süreç başlar. Bağımsızlık ve özerklik ilanı gibi bir durum aslında yaşanılan şey. Ergen önce hayır der, isyan eder, mantığı yoktur, mantık aramayın zaten. Ergenler daha sonra mantığını kurgularlar. Yani mantığa oturtmaya çalışırlar. Siz ergene kravat bağla dersiniz o, tam tersini yapar, düğmelerini açar, pantolonunu dışarı çıkartır. Otorite ne isterse tam zıttını yapmaktan adeta keyif alır. Şu bir gerçektir ki; dünyada büyük projeler üreten insanların tamamı aykırı insanlardır. Siyasal tarihimize baktığımızda da ne kadar tutuklanmış adam varsa hepsi devleti yönetmiştir, ya da yönettiğini görürsünüz.


Ergenlik döneminin bir özelliği de dost edinme, kankalık kurmak istemesidir. Kankalık; birisine sır verebilmek ve onun da sırrını taşıyabilmek demektir. Ergenin kankalık ilişkisinin desteklenmesi çok önemlidir. Sağlıklı ve dengeli ilişkiler geliştirebilmesi için buna ihtiyacı vardır.


Ergenin kimliğinin oluşabilmesi için cinsel kimliğinin de onaylanması gerekir. karşı cins tarafından beğenildiğine ve sevildiğine inanması önemlidir. Karşı cins tarafından beğenildiğini hissederse kendisini kız veya erkek gibi hisseder.


Ergen hiç önemsenmiyor, fark edilmiyor, takdir görmüyorsa, desteklenmiyorsa inatlaşır. Otoritenin (Anne, baba, öğretmen v.s) beklentilerinin tersini yapmaya başlar. Ters kimlik geliştirir. Ters hareket hemen fark edilir. Ahmet normal şartlarda fark edilmiyorsa, ne zaman Mehmet’i dövdüğünde fark ediliyorsa bu davranışını devam ettirir.


Ergenlerde sık görülen kişilik örüntülerinden de bahsetmek istiyorum: Borderline dediğimiz sınırda kişilik örüntüsü: Öbürü ile sürekli bağlantıda kalmak ister. Hayatında mutlaka iletişim içerisinde olacağı birileri olmalıdır. Yoksa ölür, yapamaz yani. Sevdiği kişi ile ilişki içerisinde olmadığı müddetçe kendisini yok olmuş, aşağılanmış ve değersiz hisseder. Birisini kaybederse (ilişkisi biterse) mutlaka yerine birisini koymak zorundadır. Sürekli iletişimde kalmak ister, mesaj çeker, telefon eder. yalnız başına kalamazlar. Sürekli birisine(birilerine) yapışır ve boğar. Yapıştığı kişi olur da bunu terk ederse kıyamet kopar. Bir dakika önce aşkından şiirler yazan kişi, bir dakika sonra telefonuna cevap vermeyip meşgul tuşuna basarsa ölümcül nefret duyar.


Histrionik kişilik örüntüsü: Oyuncu demek. Sahnede yaşıyormuş gibi yaşarlar. Sürekli ilgi isterler. Sınıfta çok soru sorarak ilgi merkezi olmak isterler. İlgi merkezi olmazlarsa çatlarlar. Bayılırlar. Otobüste çok konuşurlar. Kahkahalarla yüksek sesle konuşurlar. Flört etmeyi severler. İlişkilerinde sadık kalamazlar. Çok ilgiye ihtiyaçları vardır. Cinselliği araç olarak kullanırlar. Duyguları çok sık değişir. (gülerken ağlar, ağlarken güler) çok kıyafet denerler. Normal kıyafetle göremezsiniz. Sahneye çıkacakmış gibi giyinirler. Ders dinlemez, kim benimle ilgileniyor aklı ondadır. Yapmacık davranırlar. Yakınlık yetmez, içine sokası gelir. Terapiye Kıskançlık sorunuyla gelirler. Alımlı, çalımlı ve bakımlıdırlar.


Antisosyal kişilik örüntüsü: Rahat suç işlerler. Toplum kurallarına uymazlar. Utanma arlanma yoktur. Çok kolay yalan söylerler. İdealleri yoktur. Anlık davranırlar. Etik sınırları yoktur. Ben yaptım oldu derler. Emanete hıyanet ederler. Sadece kendi çıkarlarını düşünürler. Vicdan azabı duymazlar. Her zaman izah ederler. (Sor niye yaptım? Şener şen filmindeki gibi davranırlar. )


Şizoid kişilik örüntüsü: Duygusal yakın olmak istemezler. (kimseye karşı) ailenin parçası gibi hissetmezler. Yakın ilişkiye girmekten zevk almazlar. Ayrıntıyla çok meşgul olurlar. Bilgisayarla çok meşgul olurlar. Arkadaşları yok denecek kadar azdır, ya da hiç yoktur. övgüyü de eleştiriyi de tınlamazlar. Duygusal olarak soğuk ve ilgisiz görünürler. Bunun dinamik yapısında;


Duygusal olarak çocukla duygusal ilişkiye giremeyen anne vardır. (sevmeyen, ilgilenmeyen anne)

Duygusal olarak boğan ebeveyn tutumları. (muck muck çok uyarana dayanamıyor bundan dolayı dükkanı kapatabiliyorlar.)

Saatlerce otururlar, sıkılmazlar, daralmazlar.

Toparlayacak olursam kısaca; Ergenlik dediğimiz şey ilk 0-6 yaşın tekrarıdır aslında. İlk 6 yaşta 3 dönem vardır 1,5 yaşa kadar oral dönem, 3 yaşa kadar anal dönem 3-6 arası fallik dönemdir. Ergenlikte bunun aynısıdır. Ergenliğin başları oral dönem gibidir çocukta bir değişiklik olur haz odaklı olur gezeyim yiyeyim içeyim oyun oynayayım haz veren ne varsa onu yapar. Ergenliğin 2. dönemi anal dönemdir. 8. sınıf- lise 1 dönemidir. Bu dönemde çocuk otorite ile savaşa başlar. Öğretmeni ya da anne- babası şunu yap der, yapmıyorum der. Ya bu çocuk geçen sene iyiydi ne oldu böyle diye düşünülür. Anne babaya, her şeye itiraz eder. Anal dönemde otorite ne diyorsa hep tersini yap demektir. Anne der, oğlum şuraya otur öbür tarafa oturur. Odanı topla, bunun anlamı şudur odanı toplama. Anne baba ne diyorsa tersini yapar. Sigara zararlı demek onun için günde 1 paketten az içmem demektir. Ergenliğin son bölümü lise 2-3-4 civarıdır. O yaşlarda fallik dönem oluyor. O yaştaki çocuğunda derdi karşı cins beni beğensin. Otorite ile savaş devam eder ama azalır. Anne baba sakinse, duygu regülasyonları iyiyse otorite ile savaş ortalama 1-2 yıl sürer anne baba da savaşıyorsa 40 yaşına da gelse çatışma devam eder.


Ergen çocuğunuzla çok fırtınalı hayat yaşıyorsanız, duygularınızı regüle etmekte zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alınız…

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page