top of page
Yazarın fotoğrafıUzm. Dr. Tuğba Taşcı

İnsülin Direnci


İnsülin Direnci Nedir?

İnsülin, pankreastan salgılanan ve besinlerle alınan şekeri hücrelere, organlara ulaştıran bir hormondur. Kandaki şekeri hücrelere götüren insülin, bu şekerin enerji olarak kullanılmasını sağlar. İnsülin salgılanmadığında ya da gereğinden daha az salgılandığında ise şeker kanda birikir, kişinin kan şekeri yükselir. İşte şeker hastalığı olarak adlandırılan bu durumda öncelikli olarak kalp, damar, karaciğer gibi organlar olmak üzere tüm vücut zarar görür, hastanın yaşam kalitesi düşer ve ömrü kısalır. Zira kanda biriken fazla şeker tıpkı bir zehir gibi zararlı bir hale dönüşür.


Pankreas hiç insülin salgılamıyorsa kişi Tip 1 Diyabet, az salgılıyorsa ya da kişide insülin direnci mevcutsa da Tip 2 Diyabetten bahsedilir. Eğer pankreas insülin üretiyorsa, ancak karaciğerde, yağ ve kas dokusunda bu insüline karşı bir duyarsızlık oluşmuşsa bu durum insülin direnci olarak adlandırılır. Çünkü salgılanan insülin hücrelerde enerjiye dönüşüp kullanılamıyordur. Bu sorun da tüm şeker hastaları arasında % 90’lık dilimi oluşturan Tip 2 Diyabet anlamına gelmektedir.


İnsülin direnci belirtileri nelerdir?


Kişide Tip 2 Diyabet oluşmasına zemin hazırlayan insülin direnci, kendisini öncelikle ani kilo artışları ve az yenmesine rağmen kilo kontrolünün sağlanamamasıyla göstermektedir. Bununla birlikte kişi doyacak kadar yedikten kısa bir süre sonra yeniden acıkır, sık sık tatlı yeme krizlerine girer, bel çevresinde normal dışı bir yağlanma, genişleme gözlenir. Ayrıca kasık, boyun ve koltuk altı bölgelerinde bir miktar kararma, kronik yorgunluk halsizlik hissi, kadınların adet kanamalarının düzensizleşmesi ve karaciğer yağlanması da insülin direnci oluşmaya başladığının ya da var olduğunun belirtileri arasındadır. Ancak bu şikayetlerin pek çok farklı rahatsızlığın da sebebi, belirtisi olabileceği göz önünde bulundurulmalı ve bunlardan biri veya birkaçı hissedildiğinde doktora başvurulmalıdır.


İnsülin direncini artıran besinler hangileridir?


Bilinen pek çok hastalık gibi şeker hastalığı da sağlıksız beslenme ve yaşam koşullarına bağlı olarak gelişmekte, ortaya çıkmaktadır. İşte bu bağlamda en genel olarak altı çizilebilecek sağlıklı beslenme kuralları insülin direncinden, şeker hastalığından korunmak için de geçerlidir. Örneğin aşırı yağlı, tuzlu, şekerli, asitli gıdalar, hamur işi, beyaz un, pirinç, ekmek, şeker gibi besinleri fazlaca tüketmek şeker hastalığının da kapısını açmaktadır. Bununla birlikte hazır meyve suları, şekerlemeler, şerbetli tatlılar, patates ve patates içeren yiyecekler kan şekerini ani olarak yükselttiğinden organlarda ve dokularda insüline karşı direnç oluşturur. Ayrıca günde 2 ya da 3 öğün beslenmek ve bu öğünlerde aşırı miktarda besin tüketmek de kan şekerini hızlıca yükselten sebepler arasındadır.


İnsülin direnci nasıl düşürülebilir?


İnsülin direncinin beslenme alışkanlıkları doğrultusunda oluştuğu ya da yükseldiği göz önünde bulundurularak, sağlıklı beslenme düzeni ile de insülin direncini düşürmek mümkün olabilmektedir. Bu bağlamda öncelikle günde 3 ana öğün, 2 ya da 3 ara öğün şeklinde beslenmek gerekmektedir. Ana öğünlerde tam olarak tokluk hissedinceye kadar beslenen kişi, ara öğünlerde ise daha küçük porsiyonlarda daha az kalorili besinler tüketmek faydalı olacaktır. İnsülin direnci teşhisi konulan kişinin ilk olarak yapması gereken kesinlikle porsiyonlarını küçültmektir. Örneğin önceden bir öğünde 3 farklı yemekten, birer tabak yiyen kişi, insülin direncini düşürmek için bu 3 yemekten küçük birer kase tüketmeye başlamalıdır. Ayrıca kan şekerini ani olarak yükseltecek beyaz pirinç, ekmek, şekerden, yağlı, tuzlu, şekerli besinlerden de uzak durulması önerilmektedir.


İnsülin direnci nasıl tedavi edilir?


Şeker hastalığı türlerinin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte kişinin yaşam kalitesini yükseltecek ve ömrünü uzatacak tedavi yöntemleri ve yaşam değişiklikleri uygulanmaktadır. İnsülin direnci olan kişilerde ilaçla tedavi yoluna gidilmektedir. Burada hastanın kan şekeri değeri, insülin hormonu salgılanma düzeyi test ve kontrol edilir, kişiye özel olarak ilacın dozu ayarlanır. Bu süreçte tedaviye başlandığı dönemden kısa süre sonrasında hasta eskiye oranla daha az acıktığını, kilo vermeye başladığını, daha az tatlı isteği hissettiğini ve daha enerjik olduğunu fark edecektir. Tüm bu sağlıklı beslenme ve ilaç kullanımının yanında insülin direncinin kırılması ve duyarlılığın artırılması için kişinin kesinlikle yaşamını daha hareketli olarak düzenlemesi gerekmektedir. Bu bağlamda insülin direnci olan kişinin mutlaka her gün düzenli olarak yürüyüş yapması, doktorun tavsiyeleri doğrultusunda egzersiz programı uygulaması faydalı olacaktır. Zira düzenli spor yapmanın, vücudun yağ oranını düşürmenin insülin direncini kırdığı bilinmektedir. Bir bütün halinde bakıldığında insülin direncinin tedavi koşulları ve şeklinin kesinlikle hastalığın boyutu ve düzeyine göre değiştiği söylenebilir. Şöyle ki; başlangıç aşamasında, fazla ilerlememiş olan insülin direnci vakalarında sağlıklı ve düzenli beslenme, günlük hareket olanaklarını artırma ve spor yapma genellikle çare olabilmektedir. Ancak daha ileri düzeyde seyreden insülin direnci vakalarında beslenme ve yaşam koşullarının olumlu yönde biçimlendirilmesinin yanı sıra, ilaç kullanımı da gerekmektedir. İlacın dozu ve türevine kara verilirken kişinin ne kadar süredir hasta olduğu, hastalığın hangi aşamada olduğu, hastanın yaşı, başka bir rahatsızlığının olup olmadığı ve kilosu gibi değişkenler önem taşımaktadır.

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page