top of page

KANSERDE HEDEFE YÖNELİK İLAÇ TEDAVİLERİ


KANSERDE HEDEFE YÖNELİK İLAÇ TEDAVİLERİ

Kanserde Hedefe Yönelik İlaç Tedavileri, kanserin büyümesinde, ilerlemesinde ve yayılmasında rol oynayan molekülleri hedefleyerek kanserin büyümesini ve yayılmasını engelleyen ilaçlar veya diğer maddelerdir.


Ayrıca günümüzde çok gelişmiş olan radyoterapi (RT) cihazları ile de kanser dokusu direk hedeflenerek kullanılan yüksek enerjili ışınlarla yok edilmekte ve hastaların tedavisi için en önemli yöntemlerden biri olmaktadır. Hedefe yönelik RT’yi başka bir başlık altında anlattığımız için burada sadece diğer yöntemlerle yapılan hedefe yönelik tedavileri ele alacağız.


KANSERDE HEDEFE YÖNELİK İLAÇ TEDAVİLERİ İÇİN HEDEF MOLEKÜLLER

Yazı Başlıkları

Kanserde Hedefe Yönelik İlaç Tedavileri İçin Hedef Moleküller

Tedavi Değerlendirmesi

Kanserde Hedefe Yönelik İlaç grupları

Kanserde Hedefe Yönelik İlaç Tedavilerinde Yan Etkiler

Kemoterapiden (KT) farklı olarak hedefe yönelik tedaviler, kanserle ilişkili spesifik molekülleri hedefler. KT ise normal ve kanserli hücrelerin hepsini etkiler. Hedefe yönelik tedaviler (RT hariç) genellikle sitostatiktir (tümör hücresinin büyümesini ve çoğalmasını durdururlar), oysa standart KT ajanları sitotoksiktir (tümör hücrelerini öldürürler).


Hedefe yönelik tedaviler çok pahalı yöntemlerdir. Bu yüzden hangi hastalara fayda vereceği iyice ortaya konulmalı ve sonra uygulanmalıdır. Bu amaçla doktorunuz sizden farklı patolojik değerlendirmeler isteyerek bu hedeflenecek moleküllerin sizde olup olmadığı değerlendirilerek tedaviye karar verecektir.


TEDAVİ DEĞERLENDİRMESİ

Kanser hücrelerinde, özellikle hücre büyümesinde veya yaşamasında rol oynadıkları bilinen, ancak normal hücrelerde bulunmayan veya kanser hücrelerinde daha fazla bulunan proteinler, potansiyel hedeflerdir. İnsan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2 (HER-2) böyle bir proteindir. Bu duruma örnek olarak, HER-2’yi aşırı eksprese eden bazı meme ve mide kanserlerinin tedavinde HER-2’yi hedefleyen Trastuzumab (Herceptin) kullanılır.

Potansiyel hedeflerden biri de kanser hücrelerinin, kanser büyümesini sağlayan mutant proteinler üretip üretmediğini belirlemektir. Hücre büyümesi sinyal proteini BRAF, birçok melanomda mutant bir formda (BRAF V600E) bulunur. Vemurafenib (Zelboraf), BRAF proteininin bu mutant formunu hedefler ve bu değiştirilmiş BRAF proteinini içeren inoperabl veya metastatik melanomlu hastaları tedavi etmek için kullanılır.

Kanser hücrelerinde bulunan ancak normal hücrelerde bulunmayan kromozomlardaki anormallikler de diğer bir potansiyel hedeftir. Bazen bu kromozom anormallikleri, füzyon proteini adı verilen kanser gelişimine neden olabilen bir füzyon geninin (iki farklı genin parçalarını içeren bir gen) oluşmasına neden olur. Bu füzyon proteinleri, hedeflenen kanser tedavileri için potansiyel hedeflerdir. Örneğin, İmatinib Mesilat (Gleevec), bazı lösemi hücrelerinde bir araya getirilen ve lösemik hücrelerin büyümesini destekleyen iki genin parçalarından yapılan BCR-ABL füzyon proteinini hedefler.

En çok hedeflenen terapiler, küçük moleküller veya monoklonal antikorlardır. Küçük moleküllü bileşikler hücrenin içindeki hedefler için geliştirilmiştir. Monoklonal antikorlar nispeten büyüktür ve genellikle hücrelere giremezler, bu nedenle sadece hücrelerin dışındaki veya yüzeyindeki hedefler için kullanılırlar.

KANSERDE HEDEFE YÖNELİK İLAÇ GRUPLARI

Kanserde Hedefe Yönelik İlaç Tedavileri; kanser hücresini besleyen yeni kan damarlarının gelişimini durdurarak, kanser hücresine saldırmak için bağışıklık sistemini aktifleyerek, kanser hücresindeki proteinleri değiştirerek, kanser hücresine büyümesini veya bölünmesini söyleyen sinyalleri engelleyerek ve toksinlerin doğrudan kanser hücresine taşınmasını sağlayarak etki ederler. Bu amaçla bazı ilaç grupları geliştirilmiştir:


Hormon tedavileri, hormona duyarlı tümörlerin büyümesini yavaşlatır veya durdurur. Vücudun hormon üretmesini önleyerek veya hormonların bağlanacağı reseptörleri bloke ederek hormonların bu hücrelere bağlanması ve etkisini bloke ederler. Hormona duyarlı meme ve prostat kanserlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Sinyal iletimi inhibitörleri, bazı kanserlerde, büyüme faktörleri tarafından büyüme için gelen sinyaller inhibe edilerek kanserin büyümesi durdurulur.

Gen ekspresyon modülatörleri; gen ekspresyonunun kontrolünde rol oynayan proteinlerin fonksiyonunu değiştirir.

Apoptoz indükleyicileri; kontrollü hücre ölümü anlamına gelen apoptoz, vücudun yaşlanan veya anormal hücrelerden kurtulmak için kullandığı bir yöntemdir. Kanser hücrelerinin apoptozu önleyen yöntemleri, apoptoz indükleyicileri ile bastırılır.

Anjiyogenez (yeni damar oluşumu) inhibitörleri; kanser hücreleri vücudun normal hücrelerinden daha hızlı büyür, çoğalır ve yayılırlar. Bunun için ihtiyaç duydukları oksijen ve besin maddelerini de vasküler endotel growth faktör (VEGF, damar endotel büyüme faktörü) salgılayarak kendilerine yeni damar oluşturarak yaparlar (anjiyogenez). Yeni kan damarlarıyla tümöre taşınan oksijen ve besin maddeleri ile kanser daha hızlı çoğalır ve yakındaki dokuları istila etmeye, vücutta yayılmaya ve metastaz adı verilen yeni kanser odakları oluşturmaya başlar. Hedefe yönelik tedavilerden bir kısmı, VEGF inhibitörleri, anjiyogenezi inhibe ederler. Diğer bir grup ise yeni kan damarı büyümesini uyaran diğer molekülleri hedef alır. Anjiogenezi bozulan kanserlerin büyüme, ve çoğalmaları durur.

İmmünoterapiler – Biyolojik tedaviler; Bir grup kanser hücrelerinin yüzeyindeki spesifik molekülleri tanıyan monoklonal antikorlardır. Monoklonal antikorun hedef moleküle bağlanması o molekülün tahrip olmasına sebep olur. Diğer grup monoklonal antikorlar ise bağışıklık sisteminin bazı hücrelerine bağlanır ve kanser hücrelerini daha iyi öldürmelerine yardımcı olur.

Toksik moleküller sağlayan monoklonal antikorlar; laboratuvarda üretilen proteinlerdir. Bu proteinler, kanser hücrelerinde bulunan spesifik hedeflere bağlanmak için tasarlanır. Bazı monoklonal antikorlar kanser hücrelerini işaretler, böylece bağışıklık sistemi tarafından daha iyi görülüp yok edilirler, bazıları ise hedef hücresine bağlandığında, monoklonal antikora bağlanan toksik molekül (radyoaktif bir madde veya zehirli bir kimyasal madde, difteri toksini gibi) hücre tarafından alınır ve sonuçta bu hücreyi öldürür. Toksin, antikor için hedef olmayan hücreleri, yani vücuttaki hücrelerin büyük çoğunluğunu etkilemeyecektir.

Kanser Aşıları; kanser hücrelerinin yüzeylerinde kansere özgü antijenler adı verilen ve sağlıklı hücrelerde olmayan moleküller vardır. Kanser aşıları bağışıklık sisteminin bu antijenleri tanıma ve yok etme yeteneğini arttırır. DNA, virüsler, bakteriler ve küçük moleküller olmak üzere çeşitli bileşenlerden elde edilebilir. Kanser aşıları bağışıklık sistemini, bu molekülleri yüzeylerinde tutan kanser hücrelerini tanımak ve yok etmek için uyarırlar. Çoğu kanser aşıları ayrıca bağışıklık tepkisini güçlendirmeye yardımcı olabilecek maddeler içerir. Bazı kanser tedavisi aşıları, kanser hücreleri, hücre parçaları veya saf antijenlerden oluşmaktadır. Elde edilmeleri için, hastanın kendi bağışıklık hücreleri çıkarılır ve aşı oluşturmak için laboratuvarda bu maddelere maruz bırakılır. Aşı hazır olduğunda, kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini arttırmak için vücuda enjekte edilir.

Kanserin bir mutasyon sonucu oluşabildiğini ve bu mutasyonların her zaman olabileceğini dikkate almalıyız. Kanser hücreleri zaman içinde hedefe yönelik tedavilere karşı direnç kazanabilir. Ayrıca kanser hücresinde oluşacak yeni mutasyonlar hedefe yönelik tedavileri etkisizleştirebilir. Hedefe yönelik tedaviler bu yüzden genelde diğer tedaviler ile birlikte kombine edilir.


Daha fazla tedavi ile daha fazla etkili bir tedavi hedeflenir. Ancak daha fazla yan etki de kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır.


KANSERDE HEDEFE YÖNELİK İLAÇ TEDAVİLERİNDE YAN ETKİLER

Bulantı-kusma

Yorgunluk, halsizlik

Ateş

Diyare

Nötropeni

Hepatit

Cilt döküntüleri, tırnak değişiklikleri, akne, blefarit

Saç dökülmesi

Anjionörotik ödem

İskemik olaylar

Hipertansiyon

Kalp yetmezliği, aritmiler, anjina pektoris,

Proteinüri

Yara iyileşmesinde gecikme

Nadiren sindirim sisteminde perforasyon

İmmünsupresyon

Myelosupresyon

Kanama

Hedefe yönelik olarak uygulanan bu yüksek maliyetli tedavilerin hasta sağ kalımlarına katkısı maalesef hȃlȃ beklenen düzeyde değildir.

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page