top of page

MİGREN


Ataklar halinde gelişen migrenin ana belirtisi baş ağrısıdır. Tüm baş ağrılarının %30-35’i migren baş ağrılarıdır. Migren ataklarında genellikle zonklayıcı tarzdadır, aktivitelerle şiddetlenebilir. Baş ağrısı ile birlikte bulantı kusma, ışık, ses, kokudan rahatsız olma gibi belirtiler de görülebilmektedir. Birçok hastada başın bir yarımı ağrır ve taraf değiştirebilir; genel de bir yarıma diğer yarımdan daha fazla eğilimi vardır. Sıklıkla şakaklarda ve bazen göz veya gözün arkasında yerleşir. Alın, başın arka tarafı ve kulağın hemen arkası migren baş ağrısının en çok görüldüğü yerlerdir. Hormonların aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.


Migreni tetikleyen belli başlı faktörler bulunmaktadır. Ancak bu faktörler tüm migrenliler için geçerli olmayabilmektedir. Stres, aşırı heyecan, uyku düzeninde değişiklikler, yorucu aktiviteler, açlık, sigara dumanı, ağır ve keskin kokular, çikolata, küflü peynir kabuklu kuru yemişler gibi bazı gıdalar, alkollü içecekler, adet dönemi ya da ani hava değişimleri migren ataklarını tetikleyebilmektedir.


Migren atakları auralı ve aurasız olarak ikiye ayırmak mümkündür. Ağrıdan hemen önce görülen bazı nörolojik belirtilere “Aura” denmektedir. Titreyen parıldayan ışıklar, baş dönmesi, aşırı koku alma, kol ve bacaklarda uyuşukluk gibi belirtiler ağrının başlamasından önce veya ağrının ilk gelişme döneminde olur. Hasta bu belirtileri hissedince migren krizi geleceğini anlar. Aurasız migrende ise bu belirtiler gözükmemektedir.


Migren hastalarının şikayetleri doktor tarafından değerlendirildikten sonra klinik olarak tanı konulmaktadır.


Migren tedavisinde birinci koşul, tetikleyici faktörleri tanımak ve bunlardan önlenebilir olanlardan kaçınmaktır. Sadece bu bile atak sayısında önemli azalma sağlayacaktır. Uygun tedavi ile hastalar migren ataklarından kurtulabilirler.


Migren tanısı konduktan sonra ağrılar seyrek ise; ağrı ataklarını geçirmeye yönelik kriz tedavisi planlanır. Haftada 1-2 kez veya daha fazla atak olduğunda koruyucu tedavi yapılmalıdır. Ayrıca yaşam kalitesinin olumsuz etkilemesi, verimi düşürmesi nedeniyle mutlaka tedavi çareleri aranmalıdır. Bazen sadece tetikleyen faktörlerin (açlık, uykusuzluk, hormon kullanımı gibi) ortadan kaldırılmasıyla ağrı atakları kaybolabilir veya sıklığı, şiddeti azaltılabilir. Günde sadece bir kez doktor kontrolünde alınan ilaçlarla yıllar boyu ağrısız bir yaşam sağlanabilmektedir.

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page