Oksijenin soluduğumuz havada bulunan kararlı hali o2, ozon ise oksijenin kararsız olan o3 halidir. yüksek enerjiye maruz kalan o2, 03 e dönüşür ve kararsız, saldırgan oldukça toksin bir formda bir çok molekül ile hızlıca reaksiyona girer. böylesine toksik bir molekülün iyileştireceğine inanmadığınız biliyorum o nedenledir ki ozonunun faydaları zararları, kimyasal karakteri, girdiği metabolik süreçleri ,hangi hastalıklarlarda kullanılır gibi ders kitabı niteliğindeki bilgileri adet yerini bulsun diye sonraki yazıma saklayıp, her zamanki gibi işin önce felsefesine giriyorum.
Ozon tedavilerini bu kadar etkili kılan onun saldırgan ve karasız hali yani yarattığı stres. evet yanlış okumadınız yarattığı organik stres. çünkü kontrollü stres canlılığın devamı için olmazsa olmazdır.
stresin varlığı değil yokluğudur asıl problem. ve yaşamın dengesini stres ve anti stres mekanizmalarının dengesi belirler. tüm olgunlaşma ve iyileşme süreçleri stresin kontrollü uygulanması ile sağlanır. çocuk yetiştirmek, iyi bir meslek edinmek, sosyal sorunlardaki tartışamalar gibi bir çok örnek bize stresin aslında olgunlaştırıcı, güzelleştirici, iyileştirici etkisini ispatlar.Burdan yola çıkarak şu sonuca varmanızı istiyorum hastalıkları sadece anti oksidanlar veya diğer hasar unsurlarının antisi ile tedavi etmek denge prensibine ters. hekimin öncelilkli hedefi denge halini sağlamaktır. bilimsel çalışmalar ve klinik tecrübeler de bunu destekliyor. bir çok kadim öğreti ve felsefenin aktarmaya çalıştığı ve yaşamı huzurlu kılan da denge prensibidir. ozon bu dengeyi sağlamak için kullanılan tıbbı yöntemlerden biri. ozon terapi ile ilgili şüphe getirmeyecek kadar çok bilimsel literatür ve olumlu sonucu mevcut.
1960 yılından buyana dünyanın bir çok ülkesinde oldukça yaygın kullanılıyor. ancak bu tedavi yöntemi hakettiği itibarı elde edemiyor. bunun bir nedeni ilaçlar ve hızlı tedavi protokollerinin kemikleşmiş yaygınlığı , ozon tedavisi planı yaparken bir çok paremetreyi değerlendirmenin güçlüğü, kronik hastalıkların kalıcı tedavilerinin zaman alması.
bir diğer nedeni de ozon gazının tıp ekonomisi çarkını döndürecek üretim süreçlerinden geçmeden çok basit yöntemlerle elde ediliyor olması ve tedavideki etkinliğin , sadece hekimin ve hastanın mücadeledeki başarısına bağlı olması. büyük sağlık kuruluşlarına ve teknolojik yatırımlara gerek olmayan bir tedavi yöntemi.
OZONUN ETKİ MEKANİZMASI
gelişmiş canlıların en önemli üstünlüğü; oksijen ile sağlıdığı enerjinin yıkım ürünleriyle mücadele kapasitesidir. arabanın pistonlarını veya fırını düşünün, işlevlerinin sonucunda yanma ürünleri ile karşılaşıyoruz. ve makinanın çalışabilirliği yanma ürünlerinin miktarına ve temizlenebilme kapasitesine bağlı. gelişmiş canlıların da fonksiyonel çalışabilirliği oksijeni kullanma ve enerji elde edildikten sonraki oksijen radikallerini temizleme yeteneğine bağlı. işte hastalıklarda bu denge bozulur. her hastalığın temelinde az veya çok oksidatif stres bozukluğu vardır. kanser, otoimmün hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları, alerjik reaksiyonlar, şeker hastalığı , hipertansiyon, migren, hormonal düzensizlikler, alzheimer, parkinson ve daha bir çok hastalığın kendisi bir sorunla karşı karşıya kalmış vücutta oksidatif stresi arttırır. ve eğer vücut bu stres ile mücedele yeteniğinde sınıra gelirse hastalık ya ağır forma dönüşür yada başka bir sistem üzerinden yani hastalıkları doğurur. kaldı ki bu hastalıkların ortaya çıkması da en başından farklı yükler ile karşı karşıya kalan bedenimizin oksidatif stresinin artmasından kaynaklanmıştır. o nedenledir ki ozon tedavisi birçok hastalıkla mücadeleyi kolaylaştırır.
burada tedavi etkinliğini hastanın oksidatif stresini değerlendirip ona uygun dozda uyarıcı minik dozlarda organik stres yaratarak vücut kimyasını dengeye getirerek sağlıyoruz. verdiğimiz dozlar oldukça düşük o nedenle ozon terapinin ozona bağlı bir yan etkisi gelişmiyor. ancak bu düşük dozlar anti oksidan mekanizmalarımızı harekete geçiriyor. günümüz koşullarında karşılaştığınız fiziksel, kimyasal ve duygusal toksin miktarı öyle fazla ki toksinsiz bir dünya yaratamayacağımıza göre toksinler ve stresle mücadele yeteneğimizi olgunlaştıracak tedavileri kullanmak en akılcısı. işte ozon terapi, yoğun karşılaştığımız stres faktörlerine adaptasyon mekanizmalarımızı devreye sokuyor.
bu alana da paraselsus’un : herşey zehirdir mühim olan dozdur sözü kanabilir.
KİMLERE OZON TERAPİ UYGULANIR
sağlıklı beden, fonksiyonel bozukluklar veya ağır hastalıklar olmak üzere doz ve sıklık ayarlamaları ile ozondan herkes fayda görebilir. ayrıca bir çok ülkede sporcu performansını arttırmak için sık başvurulan bir yöntem.
KİMLERE OZON TERAPİ UYGULANMAZ
*organ nakil hastaları
*graves hastalığının tiroksikoz dönemi
* gebeliğin ilk 3 ayı ( ancak fayda görüldüğü bir çok literatür mevcut)
* kalp krizinin akut dönemi
OZON TERAPİ UYGULAMA YÖNTEMLERİ
KRONİK TOKSİTE
BİOREZONANS
Comments