Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü olup, yine erkeklerde kanserlere bağlı ölümlerde ikinci sırada gelmektedir. Çoğu kanser türünün aksine Prostat kanserinin hastanın hissedebileceği herhangi bir erken belirtisi yoktur. Hastalar ancak ileri evrelerde kanserin kemik veya akciğer gibi organlara yayılması sonucunda hastalığından haberdar olabilmekte, ancak ne yazık ki bu evrede de tedavi seçenekleri çok kısıtlı olmaktadır.
Prostat kanseri şüphesi ya parmakla rektal muayenedeki bir anormallik veya kandan bakılan PSA seviyesindeki yükselme neticesinde oluşmaktadır. Parmakla muayenede prostatta sertlik tespit edilen veya PSA değerleri yüksek saptanan hastalarda prostat kanseri varlığını tespit için prostat iğne biyopsisi yapılmaktadır.
Prostat iğne biyopsisi 1981 yılından beri uygulanan, Prostat kanserinin standart tanı yöntemidir. Prostat iğne biyopsisi, parmakla muayenede olduğu gibi, makata yerleştirilen bir ultrasonografi alıcısı yardımıyla elde edilen prostat görüntüsü rehberliğinde alınmaktadır. Biyopsi örnekleri bir iğne yardımı ile alınır. Prostat bezinin görüntüsü altında, prostatın her iki kanadından toplam 10 ile 12 adet iğne ile biyopsi örneği alınır. Ayrıca ultrasonografik görüntü altında görülen şüpheli bölgelerden de ayrıca numune alınabilir. İğne ile prostat doku örneklemesi (biyopsisi) prostat etrafına yapılan lokal anestezi altında yapılır. Genel anestezi kullanılmaz. Bu nedenle biyopsi öncesinde aç kalmaya gerek yoktur.
Hastaların biyopsiden en az 1 hafta önce kullandıkları Aspirin, Kümadin benzeri kan sulandırıcıları kesmeleri gerekmektedir. Biyopsiden 1 gün önce hastalara, enfeksiyondan koruma amaçlı antibiyotik başlanır, bunun yanında barsak temizliğini sağlamak için de laksatif bir şurup verilir. Prostat biyopsisi günübirlik bir işlem olup, ortalama 20 dakika sürmektedir ve hastalarımız aynı gün içinde günlük hayatlarına dönebilmektedirler.
Comentarios