top of page
Yazarın fotoğrafıDr. Eyüp Sarı

ROMANTİK İLİŞKİDE NE ARARIZ?ÇİFT OLABİLMEK...


”… bir kadın ve erkek, birbirlerini çocukluktan itibaren tanıyabilirler, çok iyi arkadaş olabilirler, sevgili olabilirler hatta evlenebilirler ama yine de ”çift” olamayabilirler..” Otto F. KERNBERG

Yukarıdaki paylaşımdan da anlaşılacağı üzere, yetişkin yetişkine çift olabilmenin önemine işaret ediyor Kernberg.

Bir erkek romantik ilişkide, bilinçdışı olarak “ideal anne”yi; yani hem anne ile kurulan ilişkinin bir benzeri olarak duyarlı, şefkatli hem de cinsel arzuların doyum nesnesi olmasına izin veren kadını aramaktadır. Benzer bir şekilde kadın da, bilinçdışı olarak hem “baba figürü”nü temsil eden, hem de cinselliğini açabileceği, ensest olmayan erkeği aramaktadır. Buradaki dengeyi sağlamak çok önemlidir. Bazı ilişkilerde bu problem oluşturur, aşırı veya kıt şeklinde görülür. Tamamen ebeveyn çocuk ilişkisi yada merhametten yoksun bir cinsellik şeklinde vücut bulur.

Geçmiş çocukluk yaşantılarının çözümlenemediği, kendisine ve ilişki yaşayacağı bir ötekine dair temsillerin sağlıklı bir şekilde gelişemediği bireylerde ise; romantik ilişki bir tür geçmiş aile çatışmalarının yeniden sahnelendiği bir alan yaratmaktadır. Yani patolojik ebeveyn ilişkileri olan bireyler, bu patolojik örüntüyü romantik ilişkilerinde de sürdürme eğiliminde olmakta ve her bir eş, yansıtmacı özdeşleşim yoluyla diğer eşte geçmiş ebeveyn rollerini canlandırmaktadır. Böylece kök ailesindeki çatışmanın bir benzeri şu an ki ilişkinin ana dinamiğini oluşturmaktadır.

Örneğin; fobik bir adam, eşinin mazoşist karakter yapısını bağımlı bir ilişki kurmak için kullanabilir. Bu şekilde adam, eşinin varlığıyla çocuklukta olmasını arzu ettiği ideal annesini, ilişkide yaşatarak kaygısını azaltmakta, kadın ise çocukken engellenmiş bağımlılık ihtiyacını eşine yansıtarak bağımlı bir ilişkiye imkân veren bir rol üstlenmektedir.

Bu tür danışıklı rol-canlandırma düzenlemeleri, her iki eşin de karşılıklı olarak bu iç içe geçmiş bağımlı ilişkiden tatmin oldukları sürece işlevini sürdürmektedir. Cinsel terapi ‘ye ben/biz cinsel isteksizlik yaşıyoruz diye gelirler. Tutku yoktur, şefkat vardır. Çünkü ilişkileri tıpkı ebeveyn-çocuk ilişkisine benzerdir. Yada tam aksidir, müthiş arzu, şehvet vardır ama zarar verici bir ilişkidir; şiddet, sevgi yoksunluğu vs. görülür.


Sevgiyle Kalın..

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page