top of page
Yazarın fotoğrafıOp. Dr. Mesut Çaynak

Tüp Mide) Ameliyatı Sonrası Tekrar Kilo Alımı


Sleeve gastrektomi şiddetli obezite için en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Daha önceleri duodenal swich ameliyatının bir parçası olarak uygulanan sleeve gastrektomi 2007 yılından itibaren obezite tedavisinde tek başına kullanılmaya başlandı. Sleeve gastrektomi (SG) midenin yaklaşık% 80'inin alınmasıyla yapılan, dünya çapında en yaygın uygulanan prosedür haline gelmiştir(15). Sleeve gastrektomi sonrası kilo alımı ile ilgili literatürde çok farklı oranlar verilmektedir. İki yılda % 5.7 ile 6 yılda % 75.6'ya kadar varan oranlarda tekrar kilo alımları bildirilmekle beraber sleeve gastrektomi sonrası ortalama kilo alımı oranı %10-20 arasındadır.(1, 3-5, 6, 7-9 ). Yeterince kilo verememe veya tekrar kilo alımı sonrası hastaların yaklaşık %10-20 kadarına revizyonel bariatrik cerrahiler geçirmektedir.(16, 17)


Ortalama kilo kaybı (% EWL) cerrahi sonrası kilo kaybı sonuçlarını ölçmek için kullanılan ortak bir ölçümdür.

EWL: İlk ağırlık(kg) - Ameliyat sonrası ağırlık(kg) / İlk ağırlık(kg) –İdeal ağırlık(kg)

İdeal ağırlık olarak BMI 25kg/m² olacak şekilde kilo hesabı yapılır.

Kilo alımı, başarılı kilo verme sürecinin ardından BMI nin %35 in üzerine çıkması; cerrahi sonrası ideal vücut ağırlığında 10 kg artış olması, EWL de %25 artış olarak tanımlanabilir.

Ameliyat sonrası kalan mide hacmi, kalan midede genişleme, cerrahi ile azalan ghrelin seviyelerinde tekrar artış, yetersiz takip desteği ve uyumsuzluk ve daha bir çok neden tekrar kilo alımında araştırılmıştır. Sleeve gastrektomi sonrası geri kilo alımı mekanizmasını başlıca üç başlık altında inceleyebiliriz.

1-) Cerrahi-Anatomik faktörler (1, 3, 5, 8, 9, 10, 11)

2-) Metabolik - hormonal faktörler(4)

3-) Davranışsal – Ruhsal Faktörler (1, 2, 12, 13, 14 )


CERRAHİ – ANATOMİK FAKTÖRLER:

Yetersiz alınmış bir fundus, stapler hattının pilora olan uzaklığı, kalan mide hacminin büyük olması tekrar kilo alımına etkilidir.

Yakın zamanlı iki ayrı çalışmada stapler hattının pilora daha uzak olmasının tekrar kilo alımı ile ilişkili olduğu belirtilmiştir(3, 8). Daha radikal bir antral rezeksiyonun kilo almayı önlemede daha faydalı olabileceğini göstermiştir.

Diğer bir çalışmada çıkarılan mide hacminin düşük olmasının, erken kilo alımına neden olabileceği gösterildi.(20) Sleeve gastrektomi sonrası kilo alımı olan hastaların mide hacimleri incelendiğinde, kilo alma oranlarıyla doğru orantılı olduğu izlendi.

Bir diğer çalışmada kalan mide hacminin ameliyattan 2-3 yıl sonra iki katına çıktığı görülmüş ancak bu durumun kilo alımı ile ilişkisi ortaya konulamamıştır. Ameliyat sonrası mide hacmi 4 katını geçtiğinde tekrar kilo alımı ile ilişkisi daha anlamlı olmuştur (9)


Buji boyutunun, SG sonrası kilo kaybı etkisi için etkili bir faktör olduğu varsayılmaktadır. Çalışmalar daha kalın buji çapının tekrar kilo alımı ile ilişkili olduğu göstermiştir.(18,19)

Sonuç olarak sleeve gastrektomi sonrası geride bırakılan mide hacmi tekrar kilo alma ile ilişkilidir. Çalışmalar geride bırakılan mide hacminin büyüklüğü ile tekrar kilo alma hızı arasında doğru orantı olduğunu göstermektedir. Ancak ideal bir ameliyat sonrası midede gelişen genişlemenin tekrar kilo alma ile ilişkisi net olarak ortaya konulamamıştır.


METABOLİK-HORMONAL FAKTÖRLER:

Ghrelin hormonu seviyelerinde sleeve gastrektomi sonrası belirgin düşme izlenir. Sleeve gastrektomiyi takiben azalmış grelin seviyeleri iştahı azaltır ve kilo kaybını arttırmada kısıtlayıcı etkiye katkıda bulunur. Sleeve gastrektomi sonrası ghrelin düzeylerinin 5 yıla kadar düşük düzeyde kaldığına dair çalışmalar mevcuttur. Tekrar kilo alan hastalarda ghrelin hormon düzeyleri biraz daha yüksek bulunmuştur ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır(4).

Serotonin sleeve gastrektomi uygulanan hastalarda üzerine çalışılan diğer bir hormondur. Çalışmalar tekrar kilo alan hastalrda serotonin düzeylerinin anlamlı derecede yüksek olduğunu göstermiştir.


DAVRANIŞSAL – RUHSAL FAKTÖRLER:

Grazing tipi beslenme uzun bir süre boyunca az miktarda yiyecek tüketimi olarak tanımlanır. Bu yeme alışkanlığında olan hastaların ameliyat sonrası kilo almalarının daha muhtemel olduğu gösterilmiştir.

SG sonrası davranışsal kilo yönetimi becerileri ve kilo verme sonuçları arasındaki ilişki incelenmiş, sonuçlar daha fazla kilo alan katılımcıların sağlıklı beslenme stillerini bırakma ve daha fazla kalori tüketme olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermiştir.(22)


Diyet alışkanlıklarının kilo alımına katkıda bulunup bulunmadığını incelemek için hastalara diyet eğitimi sağlanmış ve sonuçlar incelenmiştir. Kilo alan katılımcıların% 37,5'inin önerilen diyet rejimlerine uymadığını göstermiştir.(23)

Diyetin yanı sıra, fiziksel aktivite, sürekli kilo kaybı için gereken yaşam tarzı modifikasyonunun bir başka parçasıdır. Diyet ve fiziksel aktivite alışkanlıkları kilo alımına katkıda bulunur.

Hastaların depresyon ve anksiyete gibi duygudurum durumları kilo verme sonuçları ile yakından ilişkilidir.

SG'yi takiben, uygun takip bakımı, sağlıklı bir yaşam tarzı ve uzun süreli kilo kaybının sürdürülmesini desteklemek için tıbbi ve psikososyal stratejileri içermelidir. 2012 yılında yapılan bir çalışmada standart takip ziyaretleri ve düzenli izlemin uzun vadede çok daha az tekrar kilo alımı ile ilgili olduğu ortaya konuldu(2). 2015 yılında yapılan benzer bir çalışmada daha sık takip ziyaretlerinin yeniden kilo alımına yardımcı olabileceğini gösterdi(12).


3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page