top of page
Yazarın fotoğrafıUzm. Dr. Zafer Berber

ÇOCUKLARDA ASTIM


Astım, hava yollarının çeşitli uyaranlara artmış yanıtının söz konusu olduğu, tekrarlayıcı, kendiliğinden veya tedavi ile tamamen veya kısmen geri dönüşümlü öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi belirtilerinin yer aldığı kronik eozinofilik inflamatuvar bir hastalıktır.

Çocukluk çağında % 90 oranında alerjik kökenli olduğu bilinmektedir. Yıl boyu maruz kalınan ev içi alerjenlerin bronşlarda yarattığı alerjik iltihabi durum, soğuk hava, egzersiz, viral solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal buharlar, hava kirliliği ve sigara dumanı gibi uyaranlarla temas, sinüzit, alerjik rinit (%25 oranında astım ile birlikteliği vardır), gastroözefajial reflü, duygu değişimleri, aspirin, nonsteroidal antiiflatuvar ilaçlar (ibuprofen, ketoprofen) ve ekinezya içeren ilaçların astım belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bunun yanında spesifik olarak alerjinin söz konusu olduğu ev dışı alerjenlerle temas sonucu genellikle mevsimsel olarak aynı klinik gözlenmektedir..

Astım tanısı alan çocukların çoğunun hayatın ilk 2 yılında belirti verdiği saptanır. İlk yıllarda öksürük ve hırıltının ana uyaranı viral solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu yaşlarda akciğerlerin gelişiminin henüz tamamlanmamış olması, küçük hava yolu çaplarının dar, kıkırdak dokunun az olması, tekrarlayıcı bronş daralmasına katkıda bulunur. Dört beş yaşlarında akciğerlerin gelişiminin tamamlanması ile erken yaşlarda astım belirtileri gösteren birçok çocukta klinik olarak düzelme gözlenmektedir. Düzelmeyen bir grup hasta ve daha geç astım tanısı almış çocukların bir kısmı da ergenlik çağında klinik bir iyilik dönemine girerler. Genel olarak çocukluk çağında astım tanısı almış hastaların yaklaşık %50-60'ı ergenlik döneminde iyileşirler. İyileşen olguların bir bölümü orta yaş döneminde tekrar hastalık belirtileri göstermeye başlayabilmektedirler.

Astım tanısı koymada en değerli tanı aracı öyküdür. Öksürük, hırıltı ve / veya nefes darlığı belirtilerinin gece kötüleşmesi ve egzersizle öksürüğün ortaya çıkması ya da var olan öksürüğün kötüleşmesi şiddetle astımı düşündürür. Yattıktan sonra veya sabaha karşı yaklaşık 30 dakika süreyle devam eden ve bronş genişletici ilaçlara olumlu yanıt veren öksürük aksi ispat edilene kadar astım kabul edilmelidir.

Değerlendirmede akciğer fonksiyonlarına bakılır. Astımda akciğer fonksiyonlarının ölçülmesi gerek tanı ve gerekse tedaviye yanıtın değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Spirometre ile ölçülen solunum fonksiyonlarında zorlu nefes verme sırasında yapılan ölçümlerin sağlıklı bireylerle yapılan karşılaştırılması ve tedavi ile bu değerlerin göstermekte olduğu düzelme değerlendirilmektedir. Solunum fonksiyon testlerinin tanıdaki yeri çok önemlidir. 5-6 yaşından büyük çocukların uyum sağlayabilmesi nedeni ile ancak büyük çocuklarda spirometrik testler yapılabilmektedir. Ayrıca Astıma neden olan olası alerjenin hangi madde olduğunun saptanmasında alerji deri testleri kullanılır. Ön kol ön yüzüne veya sırta mevcut alerjenlerin uygulandığı erişkinlerden farklı olarak aplikatör denilen plastik sarf malzemeleri ile uygulanan deri testinde ciltteki kabarmanın şiddetine göre değerlendirme yapılmaktadır. Sinüs grafisi; Alerjik rinit ve sinüzit, astımlı hastalarda daha sık görülmekte ve birlikte tedavi edilmesi gerekmektedir. Öksürük, baş ağrısı gibi yakınmaları olan hastalar ile astımı kontrol edilemeyen çocuklarda sinüs grafileri ve gerekirse bilgisayarlı tomografileri çekilmelidir.

Alerji deri testi uygulamasının mümkün olmadığı 3 yaş altı çocuklar, yaygın alerjik egzaması olan hastalar, antihistaminik içeren ilaç kullanmakta olanlar, ciltte dermografizmi adı verilen cilde bastırma sonucu kabarma reaksiyonu verenlerde, kanda spesifik immünoglobulin E düzeyi saptanması yöntemiyle alerjen tespiti yapılabilir.

Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi astımda da birinci basamak tedavi alerji geliştirilmiş olan maddeden uzak durmaktır. Uygun öneriler doğrultusunda alınacak çevre önlemleri ile hastalık belirtilerinin ve bronşlardaki aşırı duyarlılığın belirgin derecede azalması mümkündür.

Çevre önlemlerinin yeterli olmadığı, ilaç tedavisinin uygun görüldüğü hastalarda havayolu ile akciğerlere çekilip bronşları tedavi eden sprey ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar sadece bronşları gevşetici özelliğe sahip rahatlatıcılar ve alerjik iltihabın yarattığı aşırı bronş duyarlılığını azaltmak yoluyla tedavi edici özelliğe sahip olanlar olarak ikiye ayrılabilir.

Alerjinin bronşlarda yapabileceği kalıcı hasarı önlemede tek seçenek olarak sunulan bu ilaçlarla astım belirtileri en aza indirilmektedir.

Henüz astımın tam tedavisi yoktur. Ancak verilen tedavilerle çocuklarımızın yaşam kalitesi yükseltilmekte ve kontrol düzeyi en üst düzeye çıkarılmaktadır. Çocukluk çağı astımının erişkinlerden farkı ergenlik döneminde yakınmalar en az düzeye inmektedir. Bazen yıllarca bulgu vermeye bilmektedir. Bu konuda Çocuk İmmünolojisi ve Alerjik Hastalıkları ünitlerinin bulunduğu merkezler sizlere yardımcı olacaktır.

Sağlıklı günler dileğiyle,


0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page