Kabızlık, dışkılamanın yapılamayışı veya yetersiz oluşu sonucu sert ve seyrek dışkılama durumudur. Çocuk ve ailenin yaşamını etkileyen ve çocukluk döneminde sık rastlanan bir sorundur. Kabızlık sorununun en sık 2-4 yaşları arasında görüldüğü bildirilmektedir.
Kabızlık, dışkılamanın yapılamayışı veya yetersiz oluşu sonucu sert ve seyrek dışkılama durumudur. Çocuk ve ailenin yaşamını etkileyen ve çocukluk döneminde sık rastlanan bir sorundur. Kabızlık sorununun en sık 2-4 yaşları arasında görüldüğü bildirilmektedir.
- Çocuklarda kabızlık, en sık tuvalet eğitimi sırasında ortaya çıkar. Bunun yanında beslenmede katı gıdaya geçişte ve özellikle okula başlama döneminde okulda tuvalete gidilmemesi nedeni ile de görülebilir.
Belirti ve Bulgular
- Kabızlığın değerlendirilmesinde anamnez çok önemli yer tutar. Doğumu takip eden ilk 48 saatte mekonyum çıkarılmaması, Hirschsprung hastalığı (HH) açısından anlamlıdır. Hirschsprung hastalığı olmasalar bile kabız olan çocukların yaklaşık %40’ında ilk mekonyum çıkışı 24 saatten sonra olmaktadır. Aile öyküsünde ebeveynlerin yarısından çoğunda kabızlık vardır.
Kabızlığın ne zaman başladığı, akut başlangıcın olup olmadığı, kullanılan ilaçlar (özellikle enürezis için), iç çamaşırının kirlenmesi, rektal kanama, bulantı, kusma, karın ağrısı, karın şişkinliği, anal bölgede ağrı (özellikle dışkılama sırasında), iştahsızlık, yetersiz kilo alımı ve davranış değişiklikleri sorulmalıdır.
- Kabızlık sorunu yaşayan çocuklarda dışkılama sırasında zorlanma, karın ağrısı, karında şişkinlik, iştahsızlık, kusma, idrar kaçırma, idrar yolu enfeksiyonu ve psikolojik sorunlara sık rastlanır.
- Dışkıyı tutma ve ağrı nedeniyle dışkılamayı reddetme davranışı ile kronikleşen kabızlıkta dışkı miktarında artış olur ve rektumda biriken dışkıdan sıvının emilmesi sonucunda dışkı daha da sertleşir ve tıkaç oluşur. Ayrıca dışkı kaçırma olabilir ve rektal muayene sırasında dışkı palpe edilebilir.
- Fizik muayenede palpasyonla kolonda dışkı birikimi saptanabilir. Perine mutlaka fissür, deri hastalığı, anal ektopi ve sakral agenezis açısından incelenmelidir. İdrar inkontinansı da varsa omurga ve sakral bölge muayenesi mutlaka yapılmalıdır. İlk 48 saatte mekonyum çıkarmayan yenidoğan, anal atrezi, anal stenoz, HH ve kistik fibrozis açısından değerlendirilmeli ve araştırılmalıdır. HH’de rektal muayeneden sonra parmak çekildiğinde fışkırma tarzında dışkılama görülebilir. Safralı kusma, karın distansiyonu, bazen enterokolite bağlı kanlı ishal saptanabilir. Daha büyük çocuklarda abdominal distansiyon ve büyüme geriliği olabilir. Mekonyum tıkaçlarının pasajı kistik fibrozisi düşündürür.
Tedavi
- Tedavideki en önemli hedef ağrısız dışkı boşaltımını sağlamaktır. 4 aşaması vardır.
- Eğitim: En önemli adımı oluşturur. Aile ve çocuğun panik yapmadan bu hastalığın üstesinden gelebilecekleri anlatılmalıdır. Fekal sızıntının istemsiz bir durum olduğu, uygun bir şekilde tedavi edilmesi gerektiği ve hayat boyu devam edecek bir problem olmadığı söylenmelidir. Aileye ve çocuğa, tedavi süresinin birkaç haftadan birkaç aya, hatta birkaç yıla kadar değişebileceğinin söylenmesi önemlidir.
- Rektumdaki taşlaşmış dışkının boşaltılması: Dışkı boşaltımının sağlanmasında oral yol, rektal yol veya her ikisinin kombinasyonunun etkili olduğu gösterilmiştir. Oral yoldan mineral yağları, magnezyum sitrat, laktuloz, senna ve PEG (polietilen glikol) solüsyonları gibi ilaçlar kullanılabilir. Rektal yoldan ise saline enemayı takiben fosfat veya mineral yağı enemaların etkin olduğu gösterilmiştir. Süt çocuklarında gliserin supozituvarlar, daha büyük çocuklarda ise bisakodil supozituvarlar etkin rektal boşaltım sağlarlar.
- Dışkı birikiminin önlenmesi ve düzenli bağırsak alışkanlığının sağlanması: Diyetin düzenlenmesi, davranış değişikliği ve farmakolojik ilaç kombinasyonuyla dışkı birikimi önlenebilmektedir. Yumuşak dışkının devamı için sıvı alımı ile absorbe edilebilen ve edilemeyen karbonhidratların alımının arttırılması önerilmektedir. Karbonhidratlar, özellikle sorbitol, kuru erik, armut ve elma suyu gibi bazı meyve sularında bulunur. Bunlar dışkının sıvı içeriğini ve sıklığını arttırırlar. Meyve suları osmotik etkileri ile laksatif şeklinde yararlı olurlar. Diyet lifi, kolondaki su retansiyonunu ve mikrobiyal kitleyi arttırır. Böylece dışkı yumuşar ve geçiş zamanı azalır. Patlamış mısır çok iyi bir lifli gıdadır.
Farmakolojik ilaca ihtiyaç duyulduğunda mineral yağı gibi lubrikan veya magnezyum hidroksit, laktuloz, sorbitol gibi osmotik laksatifler ya da bunların kombinasyonları önerilmektedir. Senna, bisakodil gibi stimülan laksatiflerin uzun süreli kullanımı önerilmemektedir.
- Davranış değişikliği: Yemeklerden sonra tuvalette geçirilen zamanın arttırılması ve ödüllendirmeyle pozitif takviye yapılması önerilmektedir. Tuvalette her başarılı dışkı boşaltımı takvime kayıt edilmeli ve çocuk her hafta belli bir sayıya ulaşınca ödüllendirilmelidir
Comments