İkiz gebelikler, çoğul gebeliklerin çoğunu teşkil edip, yardımla üreme tekniklerinin yaygınlaşması ile tüm gebelikler içindeki oranı son zamanlarda ciddi derecede artan bir klinik durumdur. Erken doğum riskinin artmasıyla birlikte, özellikle yenidoğan bebeklerin bakımıyla ilgilenen uzmanların pek istemediği bir klinik durumdur. Çünkü, erken doğan bebeklerde, akciğer, göz sorunları, vücut sıcaklığı düzenlenmesi, kırılgan kan damarları ve sinir sistemi problemleri sıkça görülmekte olup, doğumdan sonra hayatı tehdit edebilmektedir.
Ayrıca, ikiz gebeliği olan annelerde gebelik tansiyonu, gebelik diyabeti, bacaklarda şişlik, egzersize dayanıksızlık daha fazla görülmektedir.
İkiz gebeliklerde bu riskler varken, üçüz ve daha üst sayıda bebek sayılı gebeliklerde anne ve bebek sağlığı üzerindeki riskler ne yazık ki, daha da artmaktadır. Bu yüzden, çoğul gebeliklerin takibi ve doğum planlaması, konusunda deneyimli bir perinatal merkez ve ileri düzey olanaklara sahip olan yenidoğan yoğun bakım ünitesi bulunan merkezlerde yapılmalıdır.
İkiz gebeliklerde ön planda olan diğer bir durum da, bebeklerin tek plasentayı paylaşmaları veya her ikisinin ayrı ayrı plasentası bulunmasıdır. Tek plasentayı paylaşan ikizlerde, kan dolaşımında görülebilecek bir yeniden düzenlenme, ikizlerin arasında var olan damar bağlantıları aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu durumda, değişen kan dolaşımı yönü, bir ikizin alıcı, diğer ikizin verici olmasına göre belirlenmiştir. Verici bebekten alıcı bebeğe doğru kan akımı olmakta, alıcı bebekte gebelik haftasına göre önde giden gelişim, amniyon sıvısı fazlalığı ve dolaşım yüklenmesi, ileri evrede kalp yetmezliğine ve ölüme kadar gidebilen bir tablo; verici bebekte kansızlık, amniyon sıvısı azlığı, ansızlık nedeniyle beyin etkilenmesi, gebelik haftasına göre gelişim geriliği ve ölüme kadar gidebilen bir tablo görülebilmektedir. Ayrıca, bazı durumlarda, verici bebekte amniyon sıvısının ileri derece eksikliği nedeniyle akciğer gelişimi önemli derecede bozulmaktadır. Bilindiği gibi, akciğerler yenidoğan bebek için kalpten sonraki en hayati organdır. Akciğerler, anne karnındaki sıvı dolu ortamdan dış ortama geçişin asıl önemli organıdır.
İkizlerin tek plasentayı paylaştığı, bahsettiğimiz durumlarda, ikiz ikiz transfüzyon sendromu, ikiz ters atardamarsal perfüzyon sekansı, ikiz anemi polisitemi sekansı adı verilen çeşitli klinik durumlar görülebilmektedir. İkiz ikiz transfüzyon sendromu, tek plasentayı paylaşan ikizlerdeki sorunlardan en sık görülenidir. Ultrasonografik inceleme, renkli Doppler inceleme yardımıyla bu klinik durumların teşhisi büyük ölçüde konulabilmekte, ileri teknoloji ile yapılabilecek fetal girişimlerin ve anne karnında yapılan cerrahi işlemlerin planlamaları yapılabilmektedir. Genel olarak, yapılan fetal girişimlerin mantığı, ikizler arasındaki damar bağlantılarının birbirinden ayrılmasıdır. Bunu yapmak için fetoskopi denilen, anne karnındaki bebeğe veya bebeklere bir düz boru sistemi içinden kamerayla bakılarak, düşünülen teşhisi ve tedavi planlamasını kesinleştirmek ve aynı boru sistemi içinden gönderilen lazer, elektrik veya radyofrekans gibi enerji yöntemleriyle tedaviyi gerçekleştirmek, artık bugün için hayal olmaktan tamamen çıkmıştır. Bu yöntemlerin sürekli kullanıldığı ileri düzey perinatoloji merkezleri ülkemizde de mevcuttur.
Fetoskopi ve lazer gibi enerji kullanılan anne karnındaki cerrahi girişimlerin yanında, ikiz ikiz transfüzyon sendromu tedavisinde amniyon sıvısı fazla olan bebekten bir miktar amniyon sıvısını iğne aracılığı ile boşaltmak da, sık uygulanan ve fayda görülen bir yöntemdir. İzlemde amniyon sıvısını boşaltma işlemi bir iki hafta aralarla tekrarlanarak, erken doğumun akciğer gelişimini tehdit ettiği gebelik haftalarından, akciğer gelişiminin dış ortamda yaşamaya izin vereceği zamana kadar ertelenmesi amaçlanmaktadır.
İkiz gebeliklerde bahsedilen sorunların haricinde bir diğer sorun, kromozom bozuklukları taramalarının bu gebeliklerde güvenilirliğinin düşük olmasıdır. Ön planda, bu bebeklerde kromozom bozukluğu taramaları için elimizdeki en güçlü veri, ultrasonografi aletiyle gebeliğin on bir - on dört haftaları arasında bakılan ense saydamlığı bölgesinin genişliğidir. Eğer burada bir şüphe oluşursa, bu dönemde yapılabilecek kromozom tanı testi koryon villus biyopsisi veya bundan dört - beş hafta sonra yapılabilecek amniyosentez işlemiyle her iki bebekten materyal alınarak genetik laboratuvarına göndermektir. Her girişimsel işlemde olduğu gibi, bu işlemlerin de belli oranda riski mevcuttur. Doktorunuz sizi bu konuda ayrıntılı bilgilendirecektir.
İkizlerdeki erken doğum sorunu dışı sorunların büyük çoğunluğu, tek plasentayı paylaşan ikizlerde görülmektedir. Erken doğum, çoğul gebeliklerin hepsinde artmış bir istenmeyen olaydır. Ayrı ayrı plasentaları olan ikizlerin takibi, göreceli olarak daha kolaydır.
Üçüz, dördüz, beşiz ve daha fazla sayıda bebek içeren gebeliklerin redüksiyon (indirgeme) ve fetosid işlemleri ile daha az sayıda ve genellikle de tek ya da ikiz gebeliğe indirgenmesi işlemi, çoğul gebelik takibinde önemli bir konudur. Tüm gebeliğin kaybı riski mevcut olan işlemin asıl amacı, çoğul gebeliklerdeki önde gelen sorun olan erken doğumun ve prematüre bebeklerin azaltılmasıdır. Örneğin dördüz bir gebelikte, doğumun gerçekleşeceği gebelik haftası 28 ile 32 hafta ve sıklıkla 30 hafta ve altıdır. Hal böyleyken, en iyi yenidoğan yoğun bakımı olan yerlerde bile, küvözde bakımın bebek için çok sayıda sağlık riski mevcuttur. Bebekte kronik akciğer hastalığı, prematürite retinopatisi (göz hastalığı), beyin kanaması gibi sinir sistemi bozuklukları, solunum sistemi enfeksiyonu, menenjit ve sepsis gibi genel vücut enfeksiyonu klinik tabloları riski oldukça artmaktadır. Dördüz gebelik ikiz veya tekiz gebeliğe indirgendiğinde, devam eden gebeliğin dokuzuncu gebelik ayına kadar gitme olasılığı artacak ve dolayısıyla erken doğum riski azalacaktır. İndirgeme işlemi, ailenin istemi ve onayı ile ultrasonografik muayene eşliğinde yapılmaktadır.
Çoğul gebeliklerde, erken doğumu önleyecek herhangi bir kesin tedavi yöntemi bu güne kadar bulunamamıştır. Bu yüzden, çoğul gebelikten olabildiğince kaçınmak, anne ve bebek sağlığı için oldukça önemlidir. Çoğul gebelikten kaçınmak da her zaman mümkün olamamaktadır. Bu durumda riskli gebelik takibi açısından doktorunuzun önerilerine uymanız önerilir.
Comments